top of page

Dün, Bugün, Yarın....

Yazarın fotoğrafı: Jacko NAMETJacko NAMET

Herkese Merhabalar, Uzun bir ara verdim sebebi de bizi yaklaşık 1 senedir yoran LGS'nin geçtiğimiz haftasonu olmuş olması ve ailece bunun öncesi ve sonrasında gayet yoğun mesai içinde olmamızdı. Neyse ki hayırlısı ile bitirdi oğlan ve artık 10 aylık kamp döneminin sonu da geldi. Şimdi onun tatili başlıyor, sonuna kadar hakketti bu tatili doya doya yaşar umarım zira seneye artık Lise talebesi olacak. Ve hayat onun için bir tık da olsa daha ciddileşecek.


Bir dost ile muhabbet ederken bana bir şey anlattı ve çok hoşuma gitti. Bunun üzerine de bu yazının konusu haline getirmek istedim. "Hayatta en mutlu olduğumuz gün doğduğumuz gün, ilk aşık olduğumuz gün, evlendiğimiz gün, çocuğumuzun doğduğu gün yada her hangi başka anımız olan bir gün değildir, hayatta en mutlu olduğumuz gün bugündür." Hoşuma giden bu satırları ilk duyduğumda gerçekten de etkilendim. Hayatımız boyunca sürekli geçmişte kalıp dert edindiğimiz, sırtımızdaki küfeyi doldurduğumuz o kadar çok şey var ki, bu küfeyi sürekli dolu tutmak ve doldurmaya devam etmek sadece bu dünyada ki yükümüzü arttırdığı gibi bence bu dünyada geçireceğimiz günlerin sayısını azaltmaktadır. "Olana, Ölene Çare Yok" en büyük rehber cümlelerimden biridir. Başımıza gelen bir olay sonrasında bunu bir ömür boyu sırtımızda taşımamalıyız, keza bir başarımızın da arkasına saklanıp ben zaten bunu yapmıştım diyerek hayatı tembellikle sürdürmemeliyiz. Tembellikle sürülen bir hayat boşa geçirilmiş koca bir ömürdür bence. İnsan yaşadığı sürece geçmişte yaşamamalı, ama geçmişten de ders alıp yapılan hataları tekrarlamamalıdır.


Gelelim geleceğe. Gelecek ise tamamen belirsiz ve ne olacağını bilemediğimiz bir zaman. Her yaptığımız aklımızdan geçenler gibi olmaz daha doğrusu olamaz. Bir çok bilinmeyeni olan bir denklem gibidir gelecek, herhangi bir bilinmeyen yerine koyacağını bir değer geleceğin şeklini değiştirebilir. Zaten bu yüzden insanların büyük çoğunluğuna sorsanız zaman makinesi ile geçmişe mi, geleceği mi gitmek istersiniz diye; bence büyük çoğunluk gelecek der. Bir de gelecek ile ilgili kaygı duymak meselesi var ki, bu bende de had safhada olan bir şey. Gelecek kaygısı ile yaşamak yorucu ve mutsuzluk pompalayan bir durum. Mümkün olduğunca pozitif olmak lazım fakat bu her zaman her insan için kolay değil. Gelecek planlarımızın olmasından daha doğal bir şey olamaz fakat her zaman plana sadık kalmak zorunda olmamalıyız. Esnek olabilen insanların hayatlarında daha başarılı olması gibi bir gerçek var. Her ne kadar ben bu konuda hiç de başarılı olmasam, uzaktan bakınca doğrusunun bu olduğu gibi bir düşüncem var.


Bugün ise elimizdeki tek hazine. Yaşarken keyfini çıkartabileceğimiz tek gerçek. Olanların olduğu, olacakların ise henüz olmadığı gün bugün. Bugünün keyfini yaşamak, değerini bilmek gerekli. Ben bu konuda başarılı olduğumu düşünmüyorum. Günün değerini bilmenin önemini ancak Korona günlerinde derinden hissetmeye başladım ve bunun üzerinde düşünüyorum. Düşünce şeklimi değiştirebilir miyim? Kim bilir belki, ama tamamen değiştiremesem de, bunun çabasına girmek bile değerli olup bana bir şeyler katacaktır.


" Topla gül goncalarını toplayabilirken,

Zaman akıp gidiyor :

Aynı çiçek sana bugün gülümserken,

Yarın solup gidiyor..."



Sevgiyle Kalın, Jacko....

92 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Olgunlaşmak

コメント


bottom of page